Lusa Haber Ajansı ile konuşma, Ana Isabel Ribeiro, Porto enstitüsünde bir araştırmacı ve çalışmanın ilk yazarı, “doğal alanlara maruz kalmanın vatandaşların ruh sağlığı üzerinde etkileri olup olmadığını anlamayı” amaçladığını açıkladı.

“Hipotezimiz, doğal alanlara maruz kalmaya devam eden bireylerin bu halk sağlığı krizi döneminde daha iyi bir ruh sağlığına sahip olup olamayacağıydı” dedi.

Barselona Özerk Üniversitesi (ICTA-UAB) Çevre Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü ile ortaklaşa geliştirilen araştırma, Environment International bilimsel dergisinde yayınlandı.

Araştırmacı, İspanyol vatandaşlarının kamusal doğal alanları kullanmaktan ve katılmaktan mahrum bırakıldığını hatırlatarak, “Komşu olmalarına rağmen, Portekiz ve İspanya, ilk kilitlemede, covid-19 salgınıyla mücadele için farklı kısıtlayıcı önlemlere sahipti” dedi.

Bu anlamda araştırmacılar, Mart ve Mayıs 2020 tarihleri arasında çevrimiçi olarak sunulan ve sıklık, doğal alanlara maruz kalma türü, konut türü, ruh sağlığı, stres seviyeleri, zihinsel rahatsızlık ve psikosomatik semptomlar gibi konuları kapsayan bir anket başlattı.

Ankete, kilitlenme sırasında İspanya veya Portekiz'de kalan 18 yaş ve üzeri 3.157 vatandaş, toplam katılımcı sayısından 1.638 Portekizce ve 1.519 İspanyolca yer aldı.

Her iki ülkede de plajlar ve bahçeler gibi kamusal doğal alanların kullanımında önemli bir azalma ve özel bahçeler ve şehir bahçeleri gibi özel doğal alanlarla temasta artış oldu.

“Hipotezimizi doğruluyoruz. Portekiz'de doğal alanların sıklığında önemli bir rol varsa, İspanya'da en önemli değişkenler özel yeşil alanlara ve evlerin içindeki bitkilere maruz kalmasıydı” dedi.